15 Kasım 2013 Cuma

Nizamü’l-mülk’ten günümüz liderlerine tavsiyeler


Not: Bu yazı 31 Temmuz 2012 tarihinde Today's Zaman'da yayınlanmıştır.


Dış politika açısından Suriye krizi ve beraberinde getirdiği bir dizi belirsizlikler, Ergenekon benzeri derin devlet çeteleriyle mücadelenin akamete uğratılmasına dair yapılan ya da yapılması muhtemel hamle ve manüplasyonlar, 2014 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyasi arenada yaşanması beklenen muhtemel derin çalkantılar ve bu kritik süreçte iç ve dış gelişmelere yön vermek üzere girişilecek provokasyonlar ve daha pek çok sebepten dolayı önümüzdeki dönemde Türkiye’yi yine büyük zorluklar bekliyor. Böyle zor dönemlerde liderlik ise her zamankinden çok daha büyük önem taşıyor. Ama nasıl bir liderlik? Bu sorunun cevaplarını düşünerek ve tartışarak elbette bizler de bulabiliriz. Ama sanırım izlenmesi gereken yolun daha doğrusu geçmiş tecrübelere müracaat etmek olur.  
Bugün yaşadığımız sıkıntılar ve karmaşadan çok daha karışık ve karmaşık bir dönem olan 11. asrın sonlarında engin birikim ve tecrübesiyle Selçuklu Sultanları Alparslan ve Melikşah’a vezirlik yapmış olan Ebu Ali Hasan b. Ali Tusi ya da daha meşhur ismiyle Nizamü’l-mülk, Siyasetnâme veya Siyerü 'l-mülûk isimli eserine de bu amaçla müracaat edebiliriz. Zaten kendisi de amacının dönemin liderlerine liderlik konusunda yol göstermek olduğunun altını çiziyor ve aynen şöyle diyor: “Bendeniz Hasan bu hususta bildiğimi, gördüğümü, zamanla edindiğim tecrübeleri, üstatlardan öğrendiklerimi padişahımız için açıklayıp, bu kitapta fihristle her konuyu ihtiva ettiği mâna ile isimlendirerek 51 fasla ayırdım… Okur da tatbik ederseniz bunun ne derece faydalı bir kitap olduğu anlaşılır. Bilhassa zamanımızdaki emirler bu kitabı ne kadar fazla okurlarsa din ve dünya işleri hakkında bilgileri o kadar artar, dost ve düşmanın durumunu daha iyi fark eder, işler daha kolaylaşır, doğru yolu daha kolay bulurlar.”
İsterseniz işleri başlarından aşkın lider(ler)imizin işlerini kolaylaştırarak bu kitabı okuma zahmetinden kurtaralım ve zor zamanlarda bir liderde olması gereken hasletler konusunda Nizamü’l-mülk hangi tavsiyelerde bulunmuş bunlara bir göz atalım:  
Çevresindekilere dikkat etmek: Lider (padişah) hiçbir zaman memurlarının durumundan gafil olmamalı: Devamlı onların hal ve durumlarını kontrol etmeli. Onlardan zulüm ve hıyanet zuhur ederse, hiç yerlerinde tutmayıp, azletmelidir.
Hukuk önünde eşitlik: Eğer bir kişi kibirlenir de kendisine ceza verileceği zaman, kadı (yargı) huzuruna çıkmazsa o, büyük kişi de olsa cebren hâkim huzuruna çıkarılmalıdır…
Memleketin ayakta durabilmesi için Hz. Âdem’den zamanımıza kadar hiç bir padişah adaleti hâkim kılmak için suçluyu cezalandırmaktan çekimser kalamamıştır.
            Çok sık ve her konuda konuşmak: Saray divanında fazla mektup yazılırsa, çok olan şeye hürmet olmaz. (Bugün için başbakanlık ve bakanlıklar gibi makamlardan ve bu makamların sahiplerinden uluorta ve sıklıkla yapılan açıklama ve beyanları bu kabilden kabul edebiliriz.)
Yine çevresindekilere dikkat etmek: Büyüklere hizmet etmiş; tecrübeli bir nedim (biz buna danışmanlar, metin yazarları ve yardımcılar diyelim, B. K.) hepsinden iyidir. Çünkü halk liderin huy ve âdetini öğrenmek istediği zaman onu nedimleri ile kıyas ederler. Eğer nedimler iyi huylu, güler yüzlü, sabırlı, cömert, zarif ve lâtif olurlarsa, liderlerinin de güzel huylu, iyi yaradılışlı ve beğenilen âdetler üzerinde olduğunu kabul ederler. Nedimleri ekşi yüzlü, kendini beğenmiş, münkir, cimri ve huysuz olurlarsa, lider de huysuz, kötü yaradılışlı, ahlâksızdır.
İstişareye önem vermek ve eleştiriye müsamaha göstermek: Liderin önemli bir olay karşısında ihtiyarlar (tecrübe sahipleri), alimler ve dostları ile meşveret etmesi vaciptir. Herkesin ve bilhassa ihtisas sahiplerinin o konuda bildiklerini söyleyerek görüşlerini açıklamaları, her âlimin zıt da olsa fikrini ortaya koyması, doğrunun ortaya çıkması için gereklidir. Meşveret yapmadan icraatta bulunan liderler bencil ve zayıf görüşlüdür.
Birlikte çalıştığı kişilerin temsilde çeşitliliği/çoğulculuğu: Her asker (kadro ya da liderin atadığı bürokratlar şeklinde de okuyabiliriz) aynı soydan olursa bundan büyük hatalar doğar. Her cinsten olması için çok çalışmalıdır.
Aceleci olmamak ve dolduruşa gelmemek: İşlerde acele etmemek gerekir. Bir şey işitilir veya umulmadık bir olay ortaya çıkarsa, yalan doğrudan ayrılarak hakikat ortaya çıkıncaya kadar bekleyip, emirleri ondan sonra vermelidir. Acele karar vermek, kudretli kişilerin değil, zayıfların işidir. İki hasım ortaya çıkınca birbirlerine bağırırlar, padişahın kimin tarafını tuttuğunu bilmediklerinden, sonradan korkarak söz söyleyemeyecek hale gelirler. Cahil kişi cesur olur, yalan söyler. Acele karar verdikten sonra pişmanlık duymanın faydası yoktur. (Bir güncel örnek için bkz. MİT krizi sonrasında yaşanan gelişmeler.)
Görevlendirmede adalet: Liderlerin uyanık, vezirlerin akıllı olup asla bir kişiye iki iş emretmemeleri, bir işe de iki kişiyi göndermemeleri gerekir. Böyle olursa işleri daima randımanlı ve düzenli olur. Eğer bir kişiye iki iş ısmarlarsa, o işlerden biri daima hatalı olur. Bu adam işlerden birini ciddiyetle ele alıp çalışsa, öteki iş kusurlu ve noksan olur, o işe baksa bu geri kalır. Bakınız, bir adamın iki işi varsa mutlaka ikisi de tam değildir. Bu adam hep kusurlu, kınanan, emredilen ve rahatsız bir kişi olur. Şunu da ilâve edelim, her zaman bir iş iki kişiye verilirse bu onun üzerine, o bunun üzerine atar, iş de yapılmadan kalır.
Görevlendirmede liyakat ve paylaşımda adalet: Şahsiyetsiz, asaletsiz ve faziletsiz kişileri büyük işlere memur ettiğimiz zaman alimleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp, onları muattal etmiş oluruz. Bir kişiye bir iş vermeyip 5-6 iş vermek cahillik ve bilgisizliği gösterir. Eğer vezir dirayetli ve bilgili olursa, böyle hareket ettiği takdirde devlet ve ülkenin yıkılmasına, liderin işlerini karıştırmak istediğine hükmedilir. Böylesi, düşmanların en beteridir. Çünkü bir kişiye on iş verirse, dokuz kişiyi işsiz bırakıyor demektir. Böyle ülkelerde insanlar işten ve ekmek parasından mahrum, işsiz ve güçsüz kalırlar.
Ben yaptım oldu dememek, adet ve usullere riayet etmek: Bütün işler kendi kanun ve usûllerine göre tertip edilip, yürütülmeli. Dünya işleri ile kendi dünyalarının düzen tutması için herkese gerektiği ölçüde değer verilmeli. Bütün insanların, kabiliyetlerine göre bir işi olmalı, bunun aksine hareket edilmesine lider izin vermemeli; işler adalet ölçüsü ile yürütülmelidir.
İşi ehline vermek: Filozof Buzurcmihr’e dünyada kendisi gibi tedbirli ve bilgili bir insan olmadığı ve bizzat devletin idarecilerinden olduğu halde Sasanîlerin niçin yıkıldığını sordular. "İlk sebep, Sasanîlerin büyük işlere, iş bilmeyen, ehliyetsiz ve akılsız kişileri tayin etmeleridir. Diğer sebep, akıllı, uyanık ve bilgili kişilere değer vermemeleridir. Beni, ilim ve aklı olmayan ve kimseyi dinlemeyen kadın ve çocuklarla uğraşmaya mecbur ettiler. Bir
padişahlığın işi liyakatsızlara düştüğü zaman, liderliğin o hanedandan (kadrodan) gideceğini iyi bil” dedi.
Yolsuzluklara, usulsüzlüklere ve vesayete dikkat: Melik vilâyeti orduya verebilir. Eğer ordu melikin vilâyetinde şefkatli olmayıp, vilâyet halkına merhamet ve mülayemetle muamele etmez, orada kendi kesesini doldurmaya çalışarak, halkın sıkıntılarını kendine dert edinmez, bütün zamanını yaralama, tutuklama, hapsetme, azletme, gasp ve hıyanetle geçirirse, bütün padişahların yaptığı işi yapan ordu ile melik arasında ne fark kalır? Ordunun böyle bir güce ulaşmasına müsaade edilmemelidir.
            Adalet duygusunu zedeleyen akutlaşmış sorunların çözümüne hassasiyet: Adalet isteyenlerin sayısını azaltmak, onlara yerinde cevap ve haklarını vermek gerekir. Daima zulüm gören birçok insan, sarayın önünde toplanırlar ve başlarına gelenlere çözüm, başlarından geçenlere cevap almadan gitmezler. (Bkz. Kürt sorunu, Alevi sorunu, gayr-i Müslim dini azınlıklar sorunu ve Uludere ve benzeri vakalar.)
            Nizamü’l-mülk’ün 9 asır öncesinden dile getirdiği bu altın değerindeki tavsiyelere bugünkü liderlerin de ihtiyacı olmadığını kim söyleyebilir ki!

English: http://www.todayszaman.com/columnists/bulent-kenes-288216-nizam-al-mulks-advice-for-todays-leaders.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder